İslamda Barışın Güzelliğini Tadın !

Hz. Muhammed Bir Barış Elçisidir.

Allah, tarih boyunca çeşitli topluluklara belli aralıklarla peygamberler göndermiştir. Peygamberler, insanlara kurtuluş ve doğru yolu göstermek, bilgi vermek, ahireti hatırlatmak, ibadetleri öğretmek ve toplumda insanların barış içinde yaşamasını sağlamak üzere gönderilmişlerdir. İlk peygamber, insanlığın da babası olan Hz. Âdem, son peygamber ise Hz. Muhammed’dir.

Hz. Muhammed’in Hılful Fudul teşkilatına katılış amacı nedir?
Hz. Peygamber, savaşmak ve insanlara korku vermek için gönderilmemiş, bilakis insanlara barış getiren bir elçi, güzellikleri insanlara hatırlatıcı bir müjdeleyicidir. Hz. Muhammed, barışı kendine ilke edinen bir insandı. Yaşamı boyunca hep barışa yönelik çaba ve gayretler içinde olmuş, davranışlarıyla da bunu göstermiştir. Gençliğinde haksızlık ve adaletsizliklerin önüne geçmek için Hılful Fudul (Erdemliler Birliği) adlı barış teşkilatında aktif olarak görev almıştır. Farklı inançlardaki insanların bile karşılaştıkları haksızlıkları ve zulümleri ortadan kaldırmayı amaç edinen bu dernek, birçok kimsenin sıkıntısını çözmüştür.

Hz. Muhammed’e niçin Muhammedü’l - Emin unvanı verilmiştir?
Hz. Muhammed her zaman barışı esas almıştır. Hicretten sonra Medine’de Araplar ve Yahudilerin katılımıyla, birlikte huzur içinde ortak yaşamı içeren Medine Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Böylece o, insanlar arasında inanç, düşünce, mal ve can güvenliğini sağlamıştır. Yaşadığı toplumda çeşitli inançlara hoşgörülü ve barışçı bir yaklaşım gösteren Hz. Muhammed, diğer din ve inanç mensuplarının inanç ve ibadetlerini serbestçe yapabilmelerine olanak tanımıştır. Bununla toplumsal barışa önemli katkılar sağlanmıştır. Hz. Muhammed her zaman barışa önem vermiştir. Kâbe Hakemliği olayında, kabileler arasında çıkmak üzere olan çatışmayı barışcıl bir şekilde çözümlemiştir. İslam’ın ilk geldiği yıllarda gerek kendisine, gerek inananlara yapılan zulümleri Mekke fethedilince affederek toplumsal barışa hizmet etmiştir. Çok sevdiği amcası Hz. Hamza’yı Uhud Savaşı’nda öldüren Vahşi’yi, Bilal-i Habeşi’ye birçok eziyetlerde bulunan insanları affetmesi onun hoşgörüsü ve barışcıllığını göstermektedir. Hz. Muhammed, barışı bozacak, huzur ve güveni sarsacak davranışlardan insanları ve inananları uzak tutmuştur. Taif’e İslam’a davet için gittiğinde, kendisine yapılan olumsuz davranışlara karşı, beddua yerine, onlara dua ederek engin bir anlayış göstermiştir. Özellikle imzaladığı Medine Sözleşmesi, toplumsal birlik ve barış adına çok önemlidir ve günümüze ışık tutucu niteliktedir. Medine Sözleşmesi, toplumda ortak hareket etmeyi, birlikte barış içinde yaşamayı, toplumların hukuki ve sosyal statülerini kabul edici, inanç ve ibadet hürriyeti sağlayıcı gibi önemli nitelikler taşımaktadır. Hz. Muhammed, Medine’ye hicret ettikten sonra aralarında uzun zamandan beri anlaşmazlık olan Evs ve Hazreç kabilelerini barıştırmıştır. Müslümanlar arasındaki bu kardeşlik, tarihi bir adımdır. Mekke’de her şeylerini bırakarak dini mücadele adına Hz. Peygamber ile birlikte Medine’ye göçenlerle (muhacir), Medine’de muhacirlere her türlü yardımı yapan Medine’nin yerlilerini (ensar) kardeş ilan etmiştir. Bütün bu örnekler, Hz. Muhammed’in bir barış elçisi olduğunu bizlere göstermektedir.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol